HAKKIMIZDA
1900'lü yıllarda Yugoslavya'da kuru et çadırları oldukça yaygındı. Bu çadırlar genellikle ahşap kazıklarla desteklenen ve üzeri örtülmüş bir yapıydı. Çadırların içinde genellikle etleri kurutmak için askıya alınmış et parçaları bulunurdu.
Bu çadırlar genellikle dağlık bölgelerde, özellikle de Balkanlar'da bulunurdu. Balkanlar, sıcak ve kuru yazları ve soğuk ve karlı kışları olan bir bölgedir. Bu nedenle, etin korunması ve saklanması için çadırlar ideal bir seçenekti.
Kuru et çadırları, dana, koyun ve keçi gibi büyük hayvanların etlerinin kurutulması için kullanılırdı. Et parçaları, özel baharat ve tuzlu karışımlarla kaplanır ve ardından çadıra asılırdı. Bu şekilde etler, uzun süre dayanacak hale getirilirdi.
Bugün Yugoslavya olarak bilinen bölgede, bu tür çadırlar hala kullanılmaktadır.
Dedemiz Nazif Gegiç, 1956 yılında, o zamanki adıyla, Yugoslavya'nın Tutin şehrinde, otağ çadırların içine yapılan özel fırınlar ve geleneksel yöntemlerle soka, kuru et ve Boşnak isli sucuk üretimine başlamıştı. 1969 yılında İstanbul'a gelen Nazif Gegiç, 1976 yılında ilk kuru et fırınını kurarak, geleneksel yöntemlerle üretime devam etmişti.
Şimdi ise dedemizden bize miras kalan kuru et tütsüleme yöntemlerini kullanarak, modern üretim ekipmanları ile kuru et üretimine ''Dedova Prsuta'' markası altında devam ediyoruz.
